22 Eylül 2009 Salı

Annem

 12-13 Yaşlarındaydım. Bir derse çalışmadım mı, okula gitmek istemezdim. O gece Allah’la pazarlığa girişirdim: “ Ne olur Allah’ım; azıcık ateş , azıcık
tatlı bir kırgınlık, yeter… Ağrı falan olmasın ha, canım yanmasın.” Gerçekten de ertesi, sabah hafif bir kırıklıkla uyanırdım. Annem elini alnıma koyar; “- Ateşin var. Bugün okula gitme.” derdi. Yastıkları sırtıma yerleştirir; bana bol limonlu, bol şekerli sıcacık bir bardak ıhlamur getirirdi.. Yatakta zevkle gerinirdim. Öğleyin de yine bol limonlu, bol maydanozlu pirinç çorbası getirdiğinde:
Üzerine bol karabiber serptim. Bu seni terletecek, soğuk algınlığın terle birlikte çekip gidecek.” Derdi. Sonra önüme arkama havlu koyardı. Gerçekten terlerdim. Annem havluları alır, çamaşırlarımı değiştirirdi. Küçük bir kedi yavrusu gibi ona sokulurdum. Annem alnıma bir öpücük kondururdu. Mırıl mırıl sesler çıkarır, adeta miyavlardım.
Ah o günler!..
Anneciğim nerdesin? Cennetin hangi katındasın? Seni çok özlüyorum, belki çok yakınımdasın. Ama ben… Ama ben… Alnımda hafif bir rüzgar esiyor.. yoksa sen misin anneciğim, alnıma öpücük konduran?..

 
Yatakta büzülüyorum. Uyumaya çalışıyorum… Ne çabuk öğle olmuş.
Yemek geliyor.
Bakıyorum; çorba, patates püresi,muhallebi.. Hiç birini içim çekmiyor.tepsiyi ayakucuma doğru itiyorum..
Sonra öğreniyorum ki,refakatçilere mantı verilmiş. Mantı bana yasak değil ki. İçimdeki on iki yaşlarındaki çocuk uyanıyor.
Hıçkıra hıçkıra ağlayarak: “ Mantı isterim! Karnım aç! Mantı isterim!” diye feryat ediyorum.
Hemşire Hanım koşturarak geliyor. Derdimi öğrenince, şöyle bir yüzüme bakıyor. Sonra çekip gidiyor…
Hah işte, kızdırdım onu.” diye düşünüyorum. Ama biraz sonra Hemşire Hanım elinde bir tabak mantı ile geliyor. “ Al bakalım küçük kız.” diyor.
“-Yasak değilmiş. Yiyebilirsin.” Ama yiyip yiyemeyeceğimi merak ediyor olmalı ki, başımda bekliyor.bir tabak mantıyı zevkle mideye indiriyorum… Tatlı bir rehavet çöküyor üzerime. Kıvrılıp yatıyorum. Hemşire Hanım sırtımı örtüyor..Alnımda hafif bir rüzgar esiyor.Hemşire Hanım’a bakıyorum, gülümsüyor.
Gözleri annem gibi sıcacık bakıyor..
Huzurlu bir uykuya dalmak üzereyim.
Göz kapaklarımın içinde on iki yaşlarında bir kız çocuğu, neş’e içinde ip atlıyor…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder